Monday, May 12, 2008
not for read, only my feelings
Hayatımızda bazı ayrımlar vardır ya, işte onlar geliyor aklıma. Seçerken bu yolu ne düşünmüştüm, neler kurmuştum... Nelere bağlamıştım kendimi... Diğer yolun sonunda beni ne beklerdi şimdi oradan gitseydim.Hani oyunlarda olur ya bir kaç canı olur oyuncunun geri döner bir de o yola bakar... Şansım olsaydı denemek nasıl da isterdim...
Mutsuz değilim halimden aslında... Hatta gurur falan duyuyorum. O kadar büyük yani duygularım.
Her gün büyüdüğümü hissetmesem belki de kalıcı diyebilirim bazı duygulara... Ama dün yaptıklarıma bile güleceğim bir dönemdeyim. O kadar komik ki gerçekten baktığımda dün ağladıklarım, bir önceki gün adını her cümlemde özne yaptıklarım, aşk sandıklarım haftalar önce, hatta yıllar önce ağladığım sınavlarım belki... Pişmanlıktan bahsetmiyorum. Pişman değilim. Olamam. Yaşanmamış olsaydı tüm bunlar belki o zaman pişman olabilirdim neden yapmadım ben bunları diye... Evet komik belki şu anda ama o zaman güzeldi, o yaşandığında ağlattı beni ya da o yaşandığında heyecanlandım...
Şimdilerde çok değerli hissediyorum bazı şeyleri bu sayede... Hiçkimsenin desteğiyle değil, kendim desteklediğim için kendimi ben değerli kılıyorum onları. Şu anda bile yazarken kısıtladığım duyguları açıklarsam büyü bozulur gibi değerli kılıyorum bir şeyleri ya da birilerini...
Gücümden eminim artık.Değişen en güzel şey belki de artık bu konuda. Vazgeçmedim çünkü. Uzun zaman oldu. Aralara değişik yollar koymam bile yönümü etkileyemedi, yine aynı yere çıktı gittiğim her yol.
Doğru mu peki bu. Yine yanlış yapıyorum her zamanki gibi. Bu sefer bile bile. Çünkü yanlışımla bile gurur duyacak kadar kapandı gözlerim... Umutsuzluk bile o kadar mutlu ediyor ki beni. Anlayamıyorum. Aşka bir isim bulmaya çalışıyorum o anlamsızlaşmaya başlamışken. Ya da isimsiz kalsın daha güzel...
Belki de yanlışı yapan ben değilim. Kararsızlıktır.Belirsiz kalmaktır. Kocaman! sevmek birisini yanlış mıdır? Tamam o beni belki başka seviyordur ama ben de onu başka seviyorum. Yani belki de yanlış yapan odur.
Şimdi dinlediğim şarkıyı sana armağan ediyorum beni başka türlü sevenim...

" Çek git güneşimden ya da beni bana bırak...
Ne olur... Hiç bir şey beklemem ayrılırken"

Sadece- bir gün, yıllar sonra, ayrılınca tamamen- duyarsan bir şeyler aramızdaki sevgi farklılıklarıyla ilgili dön bak yüzüme yolda görürsen. Tanımadan geçme suçluymuşum gibi... En çok korkutan bu beni. Karşılıksız kalmak değil, bildiğim şeylerden korkmam zaten ona bile aldırmadan başlamışımdır bir şeye... Dedim ya belirsizlikler beni yoran, yanlışmışım gibi hissettiren...
Ben kızardım hep, birisini tanımadan nefret duyanlara... Anlıyorum şimdi biraz biraz... İstemeden olurmuş bunlar sevince... En sevdiğim şarkı "sizin" şarkınız olunca nefret uyandırır oldu mesela... Ya da "sen" başkayken "siz" başkaydınız, "o" bambaşkaydı...
-dı, -dınız,siz, biz!

"Love should be a simple blend..."

Belki de bu sözdür bu kadar kelimenin kısaltılmışı... (Rainbow Eyes;)
 
posted by .gözdE ~ at 1:02 PM | Permalink | 4 comments