"Küçüğüm daha çok küçüğüm
Bu yüzden bütün hatalarım
Övünmem bu yüzden
Bu yüzden kendimi
Özel önemli zannetmem
Küçüğüm daha çok küçüğüm
Bu yüzden bütün saçmalamam
Yenilmem bu yüzden
Bu yüzden hala kendime güvensizliğim
Ne kadar az yol almışım
Ne kadar az
Yolun başındaymışım meğer
Elimde yalandan kocaman rengarenk
Geçici oyuncak zaferler
Küçüğüm daha çok küçüğüm
Bu yüzden bütün korkularım
Gururum bu yüzden
Bu yüzden çocuk gibi korunmasızlığım
Küçüğüm daha çok küçüğüm
Bu yüzden sonsuz endişem
Savunmam bu yüzden
Bu yüzden bir küçük iz bırakmak için didinmem"
Aşk bazen yalanlarla mutlu olmakmış… Yalanlarında kaybolmakmış.
Bir şehre bakarak kayboldum. Dalgalarıyla dans eden, rüzgârıyla şarkı söyleyen, seni bana vermeyen şehre bakarak…
Gerçekler her zaman acı verirmiş bu küçük kız için… Gerçekler mi çok acı, hayalleri mi çok tatlı bir türlü anlayamamış kız. Hayallerinde yaşayabilen bir kız için, bu dünya çok acımasızmış… Onun ellerini bir kızın saçlarını okşarken görmüş kız. Onun gözleri o kıza bakıyormuş… Ama diyememiş hiçbir şey, durduramamış ağlayan gözlerini, söz geçirememiş… Yaşamamış ki bunları daha önce. Hep mutlu olmuş yönettiği dünyasında…Aynı havayı solumuş onunla ve onun olan kızla… Güçlü görünmeye çalıştıkça düşmüş… Oturmuş ağlamış lanet ederek düzene… Sevmek bu kadar kolay ve güzelken, sevilmeyi beklemek nasıl bu kadar zor? Neden imkânsız? Demiş kendi kendine… Küsmüş tekrar yaşama… Yaşayamayacağım diyerek tekrar dönmüş dünyasına. İçinde Sen ve Ben olan dünyasına… İçinde sevip-sevilebildiği dünyasına… Yalan olmayan, doğruları bildiği dünyasına… Yaşayabildiği tek yer olan eski hayatına, eski dünyasına, büyüyeceği günü bekleyerek geri dönmüş…
O kız başlangıçtaki küçük kız değilmiş artık. O kadar çok yormuş ki hayat onu, o kadar çok ders vermiş ki biraz da olsa büyümüş artık o kız…
Hayal ederek geri döndüğünde mutlu olabilmeyi... Gitmiş onun hayatından
.