Saturday, June 30, 2007
Bir İnsana
Kabul etmek öyle zor ki senin artık eskisi gibi olmaycağını...
Eskisi gibi sevmediğini beni.
Ben seni eskisi gibi severken...
Gel dönelim geçmişe desen hiç tereddüt etmeden dönmek isterken,
Geçmişe dönmenin imkansız olduğunu anlatışın bana...
Yemin ederim hiç kimseye bu kadar nefret duymamıştım.
O olmasaydı tüm bunları yaşamayacaktım.
Geçmişe dönmek istemeyecektim.
İmkansızlığın peşinden koşmayacaktım...
Ama anladım dün, bugün hala anlamaya gayret ediyorum nedense.
Anlamamaya gayret ediyordum bir zamanlar.
Bir oyundan ibaretti sanki her şey...
Herkes kusursuzdu.
Ya da kusurlarını kabul ettikleri sürece öyle görünürlerdi...
Yine öyle sanmıştım.
Kabul ederdik hatalarımızı,
Sen etmedin, bende etmedim...
Kusursuz değiliz...
Sana hep kalbinin tertemiz olduğunu söylerdim...
Tıpkı eski hatıra defterlerimize yazdıklarımız gibi...
Hala da öyle...
Hiçbir şey değişmedi bende sendekilere karşın...
Beklemiyorum bir şey geçmişten de artık.
Anlamaya gayret ediyorum seni de...
Haklısın.
Sonuna kadar haklısın.
Sonuna kadar öyle kalacaksın.
Kendimi anlamaya çalıştım biraz da...
Haklıyım.
Sonuna kadar haklıyım hem de...
Anlaşılan böyle oldukça her şey böyle kalacak...
Ne geçmiş- ne gelecek.
Ya da geçmiş yaşandı bitti birlikte...
Gelecek de yaşanacak...
Benim sensiz, senin bensiz...
 
posted by .gözdE ~ at 6:21 AM | Permalink |


2 Comments:


At June 30, 2007 at 6:42 AM, Blogger Fırat DEVECİ

Şanslı bir insan fakat sevmeyi, sevilmeyi bilmiyor...
Yazık...

 

At July 1, 2007 at 12:22 PM, Blogger kelimebitkisi

bazen insanlar, onlara verileni görmezler. takmamak lazım dicem ve bunu diyerek boş konuştuğumu da bilcem. o yüzden tak ama, pek fazla olmasın.. ;)